Türk siyasal hayatının dönüm noktalarından birine öncülük etmiş, yok olan bir düzeni yeniden inşa edeceklere rehber olmuş, yaptığı muazzam icraatlarla Türk milletinin gönlüne taht kurmuş, Türk milletinin lideri, ulu önderi Mustafa Kemal Atatürk'e vefatının 76. Ölüm yıl münasebetiyle kaleme alınmış bu yazı O'nun "Bütün umudum gençliktedir." dediği nesle ithaf edilmiştir… 
Milletler tarih sahnesine çıktıkları andan itibaren, varlık sahasında yaşamlarını idame ettirdikleri müddetçe, onlara adeta bir kılavuz niteliğinde yol gösterici, yöneten, her alanda idare edebilen birilerine mutlaka ihtiyaç duymuşlardır. Bu gereksinimin neticesinde de toplumun bireyleri arasından çıkıp, toplumun diğer bireylerine nazaran daha bilgin ve kabiliyetli, aksiyoner ve dinamik, her alanda yarar sağlayıcı fikir üretimi sağlayabilen milletine öncülük edecek birileri de muhakkak çıkmıştır. Dünya tarihinde var olmuş ya da halen varlık sahasında mevcut olan hiçbir millet veya fikir hareketi muhtemelen yoktur ki bir önderin öncülüğünde teşkilatlanmayıp başarıya ulaşsın. 
Toplumların ayakta kalması, varlıklarını idame ettirmeleri ve gelecek nesillere de erişmeleri, alınan önemli kararlar ve uygulanan politikalarla sağlanır. Bu bağlamda karar mekanizmaları önemlidir. Dolayısıyla karar mekanizmasını yönetecek ve yönlendirecek kimselere muhakkak ihtiyaç duyulur. 
İçinde bulunduğu toplumu kötü şartlardan, bunalımlardan kurtaracak, milletini refaha kavuşturacak bu kimseler, toplumun diğer bireylerinden belirgin bazı özelliklerle ayrılırlar. Bu kimselerde aranılan özellikleri su şekilde özetleyebiliriz. 
-Bilgin olmalıdırlar.
-Herkese karşı adil olmalıdırlar.
-Doğru sözlü ve güzel huylu olmalıdırlar.
-Şefkat ve merhamet sahibi, sözünün eri, vefalı, fedakâr, cesaretli, cömert vb. özelliklere muhakkak sahip olmalıdır.
Bu özelliklere sahip kimseler, bu özelliklere sahip olmalarıyla toplumun diğer bireylerinden ayrılarak, toplumlarını etkileyerek onları tesirleri altında bırakırlar. Bu kimseler toplumlarıyla bütünleşip, onlarla hemhal olabildikleri zaman topluma tesir etmiş ve liderlik vasfı kazanmışlardır.
Liderler yukarıda belirttiğim özelliklere ne kadar sadık kalır ve itaat ederlerse o kadar geniş halkaya sahip olur ve geniş kitlelere hitap etmeyi başarabilirler.
Bu bağlamda liderlik kadar "lidere itaat" kavramı da önem arz eder. Tarihte birçok örneği mevcuttur ki lidere itaatsizlik beraberinde büyük felaketleri getirmiştir.
Liderler büyük işler icra etmek adına önce hitap ettikleri kitleyi iyi tanımalı ve onları yönetme ve yönlendirme açısından sağlam temeller üzerinde inşa edilmiş inanç, fikir, kültürel..vb. özellikleri göz önünde bulundurarak söylem ve eylemlerde bulunmalıdır. 
Bunu başarabilen liderler genellikle ileri görüşlü, önemli karakteristik özelliklere sahip, üstün zekâ ve etkileyici vasıflara sahiptirler. Toplumların siyasi, fikri, toplumsal, ekonomik, kültürel vb. nedenlerle tabi oldukları liderler toplumların zihniyetinde " İçimizden biri" algısı yaratmalıdır.
Dünya tarihi bu nitelikte birçok lidere şahitlik etmişlerdir. Bu liderler inanç ve fikir yapılarıyla, icra ettikleri işlerle sadece kendi milletlerinin gönüllerine girmekten de öte birçok milleti de etkilemeyi başarmışlardır. Dünya tarihinde örnekleri çoktur ki bu söylemime verilecek en önemli isimlerden bazıları şunladır. Peygamberler, Hitler, Stalin, Lenin, Atatürk…(örnekleri çoğaltabiliriz.)
 Bu bağlamda Türk siyasal hayatını değerlendirdiğimizde Türklerin önem verdikleri en önemli kavramlardan birisi lider ve lidere itaatkârlıktır. Aksinin olduğu dönemler hep hüsran içinde geçmiştir ve Türkler bu buhranlı dönemlerden yine bir liderin öncülüğünde çıkmıştır.
Türk siyasal hayatında liderlik vasfına sahip, Türk milletine rehber olmuş, liderlik etmiş, ulvi insanlar oldukça çoktur ve hepsi bulundukları dönemde en mühim işleri icra etmişlerdir. Türk milletine öncülük etmiş kimi lider devletin başına geçmiş, çetin mücadeleler vererek devletini en iyi şekilde yönetmiş, kimi lider tüm dünyayı bir bayrak altında toplamak için uğraş vermiştir. Bütün Türk liderlerinin ortak tek bir gayesi vardır ki, milletinin buhranlardan kurtarıp, refaha eriştirmekti.
Milletinin gönlüne taht kurmuş, dillerden düşmeyen adeta bir efsane niteliğinde yaşam süren büyük Türk liderlerinden bazılarını yazının gidişatına göre örneklendirebiliriz.
-Oğuz Kağan
- Teoman
-Metehan 
-Atilla
-Bilge Kağan 
-Çağrı Bey
-Alparslan 
-I.Alâeddin Keykubat
-Selahaddin Eyyübi
-Fatih Sultan Mehmet
-Yavuz Sultan Selim
-Kanun Sultan Süleyman
-Mustafa Kemal Atatürk
(…)
Bu büyük şahsiyetler yalnızca bulundukları dönemdeki milletlere öncülük edip, muazzam işler icra etmekle kalmamış, kendilerinden sonraki nesle de önderlik, rehberlik yapmış ve büyük kitleleri etkisi altında bırakıp dünyadaki diğer milletleri de etkilemişlerdir.  Her biri liderlik vasıflarını fazlasıyla üzerlerinde barındırıp, milletin bekası adına büyük fedakârlıklardan öte muazzam bir fedailikle savaşmışlardır.
Tarihin şan kokan sayfalarında büyük kahramanlıklarla yerini alan ve daima koruyan aziz ecdadımızı minnet, hürmet ve saygıyla anarken Türk milletinin en önemli eserlerinden biri olan Orhun Yazıtlarındaki Seslenişe kulak verelim:
 "Ey Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe, ilini töreni kim bozabilir? Ey Türk ulusu! Kendine dön. Seni yükseltmiş Bilge Kağanı'na, özgür ve bağımsız ülkene karşı hata ettin, kötü duruma düşürdün.
 Ulusun adı, sanı yok olmasın diye, Türk ulusu için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Kardeşim Kül Tigin ve iki Şad ile ölesiye, bitesiye çalıştım… 
Özüm kağan oturduğumda, yerden yere varmış millet, öle bite, yayan, çıplak, yine geldi. Milleti yüceltmek için oniki savaş yaptım. Sonra, Tanrı yarlıkladığı, talihim var olduğu için, ölecek milleti dirilttim. Aç milleti tok, uz milleti çok kıldım. Giyimsiz milleti giyimli, yoksul milleti bay kıldım. Dört yandaki milletler hep bana tabi oldular. Milleti düşmansız kıldım."