Kıymetli okurlar;

                Yaşam, beş harflik bir kelime ama uzun solukla okunabilecek bir cümledir. Yaşam kavramının içini dolduran temel öğeler vardır. Tarih, kültür, coğrafya, şive… Bütün bu ve buna benzer öğeler, bizi diğer toplumlardan ayıran, bizi biz yapan değerlerdir. Biz bu değerlerin birer parçasıyız.Bu minvalde ilçemiz kültürünü anlatan iki eşsiz eser ile bir beste kazandırıldı. Emeği geçenleri şimdiden tebrik ediyorum. İki eşsiz eser önce gönüllerde, sonra raflarda,  beste ise kulaklarda yerini aldı. Şöyle her yerden “Karapınar” yazısı görülecek ve kalplerde hissedilecek şekilde.Emeği geçen herkesi ve eser sahiplerini tebrik ediyorum.

                Öncelikle Ankara’daki gören gözümüz, işiten kulağımız Ceyhan Yalçın ağabeyimizin eseri ile başlamak istiyorum.BenKarapınar’lıyım… İnsanların doğdukları ve doydukları yerlere minnet duymaları ve memleketlerine olan gönül borçlarını bir şekilde ödemeleri gerektiğine inanırım. Gelecek, geçmiş üzerine kurulur. Geçmişle gelecek arasında köprü kurmak bizlerin asli görevi olmalıdır. Bu çalışma böyle bir düşüncenin ürünüdür.”diyerek güzel bir söz ile başlamış Ceyhan Yalçın ağabeyimiz. Güzel bir girizgâh yapmış. Çünkü, gönül borcumuz vardır bizim doğduğumuz topraklara. Kuşaklar arası iletişimle dünü, bugünle bağlamak ve yarına ulaştırmak gerekir. Bu zincirleme halkası deyimler, söylemler, atasözleri, sülale isimleri, lakaplar ile zenginleşmiş. İnsanın içinde olduğu halde özlediği yerdir memleket. Değişen dünyada sığınabileceğimiz bir limandır memleket. Yaşlı insanların deyimi ile“Dönüp dolaşıp varacağımız yerdir”.Çünkü bir avuç toprak vardır üzerimize atılmak için bizi bekleyen.

                Halk şairimiz Nihat Öztürk ağabeyimizşiirlerini “Hüzünlü Kalp”kitabı altında topladı. Şiirlerinde yalın, anlaşılan bir dil kullanmış Nihat ağabeyimiz. Şiirlerini okuduğunuzda bir anda kendini size teslim edebilir. Onun şiirlerini okurkenadeta şiirde anlatılanyerleri gezersiniz.Eserlerinde kendi içimizden çıkmış kelimeleri, duyguları ile yoğurmuş. Mesela Ali tepesine bakmış etkilenmiş, Meke’ ye bakmış hüzünlenmiş, geçmişine bakmış en uzun yolculuğunu yapmış. Değil mi zaten en uzun yolculuk insanın kendi içine yaptığı yolculuktur. Altmış yaş şiirine Bir kendime baktım birde şu yaşıma, Mevlam nice güzellikler vermiş te bana,Yıl dönümü hüzün veriyor gören insana...Ne sessizce geçermiş ah yıllar...”diyerek başlamış. Şükür ile bitirmiş. Doğa, tarih, onun şiirlerinin ana temasıdır. Gelecek nesillerin ilçemiz kültürünü aydınlatan her şeyi, şiirleriyle bir araya toplamış Nihat Öztürk ağabeyimiz.

                Mersin’de Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde idarecilik yapan Murat Yeşilyurt hocamızı sosyal medyadan ilgi takip ediyorum. Geçmiş zamandaki hayatın zorlularını şimdiki zamanımızla mukayese eder çoğu zaman. İyi bir kıyaslamadır bu aslında. Yeni nesle faydalı olacak cinsten. Güftesi kendisine ait olan Çayı goyungonuşalım” şiiri bestelenme aşamasında. Kültürümüzün önemli parçalarını müzikal bir yapı ile sunulmuş. Geçmiş ve gelecek arasında köprü konumunda olan bu çalışmasının kalıcı olmasını umut ediyorum. Tınısı kulaklarımızda daim olur inşallah.

                Sevgili okurlar;

                Yazmak kişinin kendisi ile olan gönül savaşıdır aslında. En önemlisi kalbin gayret işidir. Yayımlamak daha da zor ve cesaret gerektiren bir durumdur. Bu söylemlerimden yola çıkarak çok kıymetli Ceyhan Yalçın, Nihat Öztürk ağabeyimizi, Murat Yeşilyurt hocamızı eserleriyle geçmişle gelecek arasında bir bağ kurdukları içincanı gönülden tebrik ediyorum. İlçemizin kültür dünyasına eşsiz eserler kazandırdılar. Rabbim kalem tutan insanlarımızın sayılarını çoğaltsın ve fehimlerini artırsın. Okurları bol, dinleyicileri çok olsun. İnsanların gönül dünyasında bir perde arayabilmek adına, nice güzel çalışmalara örnek olurlar inşallah.

                Hepinizi yüreğinizin sahibine emanet ediyorum. Esen kalın…