Bazen şunu düşünüyorum, şimdiki çocuklar mı daha şanslı yoksa bizim zamanımızdaki çocuklar mı daha şanslıydı?  Bu soruya farklı kişiler  farklı cevaplar verebilir…Neye göre şanslıydı? Bir eğitimci olarak eğitim açısından düşündüğümde bizim çocukluğumuzun daha şanslı geçtiğini düşünüyorum…Neden; derseniz, şöyle söyleyebilirim: Bizler eğitilirken anne babalarımızı gözlemlerdik. Onlar  sofraya tek tas çorba koyarlardı, herkes onun etrafında toplanırdı, biz onlardan birlik beraberliği öğrendik…Komşularımız sıkıntı çekerken ilk önce en yakındakiler koşardı, biz onlardan yardımseverliği öğrendik.  Eve misafir geldiğinde  hürmet edilir, ikramlar sunulurken onlara güzel sözler söylendiğinde biz onlardan saygıyı öğrendik. Bizim büyüklerimiz bizlerle belki çok konuşmasalar da davranışlarıyla bize örnek olurlardı…Yani biz sevgiyi, saygıyı, yardımseverliliği onların bize ve çevrelerine karşı sergilemiş oldukları ilişkilerden öğrenmiştik…

Şimdiki çocuklar daha şanssız. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki…Bu dönem pasın da paslandığı bir dönem…Sevgisiz, saygısız, riyakar bir dünyada yaşıyorlar…Sağlıksız bir dünyada onlardan sağlıklı davranışlar bekliyoruz…Gerçekten biz büyükler olarak onlara yeteri kadar örnek olabiliyor muyuz?

İnsanlığın ve adam gibi adam olmanın üniversitesi veya bir okulu yoktur. Bize bunu hayat öğretiyor, biz bunu yaşayarak öğreniyoruz… Onun için de en acımasız eğitimci hayatın kendisidir.

Hepimize iletişim şart…Bizler anne baba olarak iletişim dillerini öğrendiğimizde çocuklarımızla sağlıklı ilişkiler kurabileceğiz…Onlar da sağlıklı ilişkilerin yaşandığı bir aile ortamında yetiştiği için sağlıklı davranışlar sergileyeceklerdir…

Biz eğitimciler, öğrencilerimizin sevgi dillerini öğrendiğimiz zaman onları daha yakından tanımış olacağız ve onların dünyasında birlikte yaşama şansı bulacağız…Şunu unutmamalıyız ki her davranışın altında mutlaka bir neden vardır…İşte iletişim dillerini kullanarak öğrencilerimizi anlama fırsatı bulacağız. İşte o zaman onları eğitmek daha kolay olacaktır.

Bir konferansta, bir seminerde, bir tiyatroda, bir sinemada telefonuyla bağıra bağıra konuşan insana  eğitim şart…Kendi egosunu tatmin etmek için yanında çalışan personelini hiçe sayıp saygı göstermeyen bir yöneticiye, bir patrona iletişim şart…Sadece iletişim değil, baştan sona eğitim şart… Bazı insanlar kendi etrafına teller örmüştür…Bitkisel hayata girmiş bir hastaya,  istediğin kadar ilaç ver, onu ameliyat et onu  iyileştiremezsin, çünkü beden kabul etmezse olmuyor…İşte bazı tipler de bitkisel hayata girmiş hastaya benziyor, istemezse olmuyor…

Çocuk yetiştirmenin çok zor olduğu bu dünyada, iletişimlerini güçlü hale getiren anne babalar çocuklarına sevgilerini daha kolay aktarabileceklerdir….Öğrencilerinin dünyasına girebilen, onları anlaya bilen eğitimciler onları daha kolay eğitebileceklerdir…Personeline saygı duyan, paylaşımcı , adil bir idareci bulunduğu ortamda arkasına bile bakmadan rahat hareket edebilecektir…Sağlıklı nesil doğru örnek ve doğru davranışlarla yetişir…Ne diyeyim kardeşim…