İlahiyat Fakültesi mezunu yiğenim Sefer Ceyhan’la karşılıklı ikili sohbetimizde geçen ve kıssadan hisse alınacak bilgileri köşemde okuyucularıma faydalı olur düşüncesiyle yazmayı uygun buldum. İnşallah beğenilir.
Allahu Teala bize din olarak islamı seçmiş ve ondan razı olmuş. Biz Müslüman ve mümin diyerek isimlendirmiş. Sapıtmayalım, azıtmayalım diye de Peygamberleri bize rehber göndermiş. Hassaten Peygamberimize itaat etmenin ve O’na benzemenin sevgisini ve rızasını kazandıracağını kitabında belirtmiş. Bizlerden Müslüman ismine yaraşır tavır ve davranışlarda bulunmamızı istemiş, düşebileceğimiz hatalar hususunda da uyarmıştır. İslam alimleri insaniyeti, islalimeyetle eş tutmuşlar ve islamı “ İnsaniyeti Kübra” yani büyük insanlık diyebileceğimiz şekilde tarif etmişlerdir. İslam insanları inceliğe ve nezakete, her ibadette davet eder. Bu güzelliklere uymayan kişilerin sevaptan mahrum olacaklarını ihtar eder.
Ayette geçiyor ki “ Verdiğiniz sadakaları eza etmek ve başa kalkmakla boşa çıkarmayın” Bu ve buna benzer ayetler bize yapılan güzel işlerin (Salih amel deniyor) adabına uygun yapılmadığında sevabının yok olacağını ihtar ediyor. Evet niye yaptığımız işleri güzel yapmayız ki? Kalpleri kırarak verilen zekat ve fitrelerden sevaplar beklemeye ne kadar hakkımız olabilir? Lütfen her şeyi adabına uygun yapmaya çalışalım. Bunca yazılan edeb kitapları boşuna yazılmadı. Selam veriyoruz ne güzel. Ama lütfen en güzel şekilde ve en tatlı sesimizle olsun. Selamımız muhataba ulaşırken, gönülden gönüle olduğu anlaşılsın da, kapılar açılsın. Lüzumsuz hareketlerimizle, bağırmakla, kalp kırmakla çirkinleştirmeyelim Allahımızın selamını.
MİSAFİRLERİMİZE İKRAM; Dinimizin emri ve övündüğümüz güzel geleneklerimizden. Ne var bir de İbrahim A.S gibi ikram edebilsek. Hani o misafirlerine hazırlattığı yemeği ikram ederken “ Yemezmisiniz? Buyurmazmısınız?” demişti. Keşke bizim ikramlarımızda öyle olsa; İçten, samimi ve güleryüzlü. Bayramlarda konuklarımıza ikram ettiğimiz tatlıların yanında sadaka olan güler yüzümüzü de ikram edebilsek ne kadar güzel olur değimli?
Allah Resulü dinin tarfini yaparken “ Din nasihattır” deyince arkadaşları olan sahabeler “ Kime? Ey Allah’ın Resulü” diye soruyorlar. O (SAV) da “ Allaha, Resulüne, Kitabına ve sizden olan tüm müminlere.” Diye cevap veriyor. Bu hadisin görünüşüne göre bizim Allah’a, peygamberlerine ve kitabına karşı nasihat etmemiz düşünülemez. O halde buradaki “Nasihat” kelimesinin manası samimiyettir. Herkese karşı samimiyet. İnananlar olarak yaratıcımıza, kitabımıza ve peygamberimize karşı samimi olduğumuz gibi bütün insanlara karşı da samimi olabilsek gerçek anlamda iyi bir insan olabiliriz.
Gerçekten Peygamberimizin hadisleri iyi bir şekilde tetkik edilse göreceğiz ki O (SAV); insanlara doğruluğu, güzel ahlakı, dürüstlüğü, saygıyı ve insanı insan yapan bütün güzel huyları telkin etmiş ve bunları bizzat kendisi hayatında uygulamış; Düşmanları dahi O’nun güzel ahlakına hayran olmuşlardır. Gördüğü fiili ve sözlü çirkinlikleri düzeltmeye çalışmış ve insanları aldatmaya ve yanıltmaya yönelik tavır ve davranışları “ Bunu yapan bizden değildir” diyerek o tür çirkinliklerin iyi bir müslümana yakışmadığını ifade ederek insanları uyarmıştır. ( Mesela pazarda iyi malları üste, kötüleri alta koyan birine dediği gibi.) İnsana ne kadar çok değer verdiğini O’nun hayatını okuyanlar hemen tastik edeceklerdir. Selamlaşıp tokalaştığı kişi ile karşısındaki O’nun elini bırakmadan O (SAV) bırakmazdı. Bu ne kadar ince bir zarafet! Bu ne kadar güzellik! Ya biz nerelerindeyiz insani ilişkilerin?
Ey birbirini sevmeyi imanın alameti sayan dinin mensupları!, Ey nezaket ve nezafeti bize talim ettiren sevgilinin ümmetleri! Ne zaman yaptıklarımızı adabına uygun yapacağız? Ne zaman Peygamberimizin yaptığı gibi yapabilirsek, hem bir ibadet yapmış oluruz, hem de bir çok sünneti ihya ettiğimiz için nice şehit sevapları. Biraz kendimizi zorlamalıyız. Başka çaremiz yok.
Allah’ın rahmetinin sağanak şeklinde yağdığı şu mübarek üç aylarda Rabbimize çokça dua etmeli, kitabımızı daha fazla okumalı, ibadetlerimizi adabına uygun şekilde yapmaya çalışmalıyız. Hareketlerimizi yaparken bir gün hesabını vereceğimizi unutmamalıyız. Yani Allah’ın istediği bir kul olacaksak güzel huylu ve her hareketimizle faydalı, samimi ve kaliteli bir insan olarak yaşamımızı devam ettirmeliyiz. Saygılarımla.