Eski Türklerde Başbuğ, Kağan, Hakan diye anılan hükümdarlar aynı zamanda emniyet ve asayiş hizmetleriyle bizzat uğraşmışlardır. Orhun Kitabeleri’nde Yargan olarak geçen ve Hakanların emrinde, emniyet ve asayişi sağlayan bir zabıtanın bulunduğu bilinmektedir.

    Selçuklularda Surta, Osmanlılarda Subaşılar, daha sonraları Zaptiyeler ve yakın tarihte Jandarma, emniyet ve asayiş hizmetlerini yürüten askeri kolluk teşkilatları olarak görülmektedirler. 

 Osmanlı Devleti’nde; kazalarda Kadılar emrindeki Subaşılarla, sancaklarda Mirliva veya Sancak Beyleri, eyaletlerde ise Mir-i Miran veya Beylerbeyi askeri ve mülki birer otorite olarak emrindeki askerlerle emniyet ve asayiş hizmetlerini yürütmüşlerdir.

    Devletin başkenti İstanbul’da ise emniyet ve asayiş hizmetleri farklı bir teşkilat tarafından yürütülmüştür. Bu amaçla İstanbul’un içinde ve dışında asayiş karakolları açılmış ve bu karakollarda Karakullukçu denen Yeniçeriler görev almıştır. Yeniçeri Ağası, Cebecibaşı, Cebeciler, Kaptan Paşa, Topçubaşı ve Topçular, Bostancıbaşı ve Bostancılar, devletin emniyet ve asayişinin sağlanmasında görevli ve sorumlu isimler olarak tarihe geçmişlerdir.

   18 Haziran 1826’da Yeniçeriliğin ortadan kaldırılmasından sonra emniyet ve asayiş hizmetleri; ‘Asakir-i Muntazama-i Mansuri’,’Asakir-i Muntazama-i Hassa’ ve 1834 tarihinde Anadolu ve Rumeli’nin bazı eyaletlerinde ‘Asakir-i Redife’ adı altında kurulan askeri teşkilatlar tarafından yürütülmüştür.

     03 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı (Tanzimat-ı Hayriye – Gülhane Hattı Hümayunu) ile halkın can ve mal emniyetinin korunması görevi, eyalet ve sancak valilikleri emrine gönderilen subaylar tarafından yürütülmüştür.

   16 Şubat 1846 tarihinde Zaptiye Müşirliği kurulmuş, eyalet ve sancaklardaki Umuru Zaptiye hizmetleri doğrudan doğruya bu makama bağlanmıştır. Bu devreye, ‘Tevhidi Zabıta’ (zabıtanın birleştirilmesi) devresi de denilmektedir. Zaptiye Müşirliği, bir üst seviyedeki askeri bir makam olan ‘Seraskerlik’ makamına bağlanmıştır. Böylece asıl görevi iç güvenlik ve düzeni sağlamak olan ve tek elden sevk ve idare edilen yeni bir askeri zabıta sınıfı doğmuştur.

      14 Haziran 1869 tarihinde teşkilatın ilk nizamnamesi olan Asakir-i Zaptiye Nizamnamesi yürürlüğe konmuştur. Bu nizamname ile zabıta görev ve hizmetleri, yetki ve sorumlulukları hukuki bir çerçeve içine alınmıştır. Yönerge uyarınca her ilde bir Zaptiye Alayı kurulmuş, personeli piyade ve süvarilerden oluşmuştur. Ayrıca, alay, tabur, bölük ve takım teşkilatlanmasına gidilmiştir.

       Arşivlerde, 1839 yılından itibaren “Jandarma” adına ve muhtelif “Jandarma tayin kararnamelerine” rastlanılmış olduğundan; Türk Jandarma Teşkilatının 1839 yılında kurulduğu anlaşılmış ise de araştırmalarda kuruluş ay ve gününün tespiti mümkün olmamıştır. Bu nedenle Asakir-i Zaptiye Nizamnamesi’nin kabul tarihi olan 14 Haziran 1869 tarihinin 14 Haziranı alınarak, “14 Haziran 1839” tarihi Jandarma Teşkilatının kuruluş günü olarak kabul edilmiştir.

       1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra Sadrazam Sait Paşa, modern bir zabıta teşkilatı kurmak için İngiltere ve Fransa’dan subaylar getirtmiş, teşkilatlanmada değişiklik yapılmış ve 20 Kasım 1879’da Seraskerlik makamına bağlı Umum Jandarma Merkeziyesi kurulmuştur.

        Jandarma, 1908 yılında II'nci Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra özellikle Rumeli’de büyük başarılar göstermiştir. Bunun üzerine teşkilat 1909 yılında yeniden düzenlenerek Harbiye Nezareti’ne bağlanmış ve Umum Jandarma Kumandanlığı adını almıştır.

       Jandarma Birlikleri; 1914 yılında başlayıp 1918 yılında biten Birinci Dünya Savaşı ile 1919 yılında başlayıp 1922 yılında biten Kurtuluş Savaşımızda, hem iç güvenlik görevlerini sürdürmüşler, hem de bir çok cephede Silahlı Kuvvetlerin ayrılmaz bir parçası olarak yurt savunmasına iştirak etmişlerdir. Jandarma Birliklerinin bu savaşlarda gösterdiği kahramanlıklar ve yararlılıklar her türlü övgünün üzerindedir.

       29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanından sonra, devletin birçok kuruluşunda olduğu gibi, Jandarma Teşkilatı’nda da reorganizasyon çalışmalarına bir plan çerçevesi içerisinde başlanılmıştır.

       1918 yılında kapatılan Jandarma Astsubay Okulu İzmit’te yeniden açılmıştır. Sabit Jandarma Bölge Müfettişlikleri ve İl Jandarma Alay Komutanlıkları yeniden teşkilatlandırılmış, Seyyar Jandarma Birlikleri güçlendirilmiştir.

 

 

 

       10 Haziran 1930 tarihinde 1706 sayılı Kanun çıkarılmış ve Jandarma Teşkilatı bu günkü hukuki statüsünü kazanmıştır.

       1935 yılında Jandarma Subaylarının Harp Okulu’nda yetiştirilmesi esası kabul edilmiştir.

       1937 yılında Jandarma Teşkilat ve Vazife Nizamnamesi’ yürürlüğe girmiştir.

       1939 yılında Jandarma Teşkilatı; Sabit Jandarma Birlikleri, Seyyar Jandarma Birlikleri, Jandarma Eğitim Birlikleri ve Okullar olmak üzere üç grup halinde yeniden düzenlenmiştir.

        1956 yılında yürürlüğe konan 6815 sayılı Kanun ile, bu tarihe kadar Gümrük ve Tekel Bakanlığı’na bağlı tümen seviyesinde askeri bir kuruluş olan Gümrük Umum Kumandanlığı tarafından yürütülen sınır, kıyı ve karasularımızın emniyet ve korunması ile gümrük bölgelerinde kaçakçılığı men, takip ve tahkik görev ve sorumluluğu Jandarma Genel Komutanlığı’na verilmiştir.

        1957 yılında Jandarma Sınır Birlikleri tugaylar haline dönüştürülmüş, ayrıca Jandarma Eğitim Tugayları kurulmuştur.

        1961 yılında Jandarma Bölge Komutanlıkları kurulmuştur.

       1963 yılında Foça’da Jandarma Komando Okulu açılarak, komando eğitimine başlanmış, buna bağlı olarak jandarma komando birlikleri teşkil edilmiştir.

        1961 yılında İlk Jandarma Bölge Komutanlığı Ankara’da kurulmuştur.

        1968 yılında Diyarbakır’da Hafif Helikopter Bölük Komutanlığı adı altında ilk Jandarma Havacılık Birliği kurulmuştur.

       1974 yılında Jandarma Komando Birlikleri ile Jandarma Havacılık Birlikleri Kıbrıs Barış Harekatı’na katılmış ve Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlık mücadelesinde de ön saflarda yerini almıştır.

        1982 yılında 2692 sayılı Kanun ile kıyı ve karasularımızın korunması görevi Sahil Güvenlik Komutanlığı’na devredilmiştir.

        1983 yılında 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu yürürlüğe girmiştir.

       1988 yılında 3497 Sayılı Kanun ile kara sınırlarımızın korunması ve güvenliğinin sağlanması görevi Kara Kuvvetleri Komutanlığına verilmiştir. 2011 yılı itibarıyla Irak sınırının bir kısmı dışında diğer sınır koruma hizmetleri Kara Kuvvetleri Komutanlığı sorumluluğuna devredilmiş bulunmaktadır.

      Sorumluluk sahasında meydana gelen olaylarla ilgili olarak,   suç ve suç delillerinin bilimsel yollarla araştırılması ve yargıya götürülmesi amacıyla 23 Mart 1989 tarihinde başlatılan bir çalışma ile 1993 yılında Ankara’da Jandarma Kriminâl Daire Başkanlığı (JKDB), 1994 yılında Van, 1998 yılında Bursa,  2005 yılında ise Aydın Jandarma Bölge Kriminâl Lâboratuvar Amirlikleri kurulmuştur. Laboratuarların kuruluş faaliyetlerine paralel yürütülen çalışmalar kapsamında:

        (81) İl ve (196) İlçe Jandarma Komutanlığı bünyesinde Olay Yeri İnceleme Timleri(OYİT),

        (34) İl Jandarma Komutanlığı bünyesinde Patlayıcı Madde İmha Unsurları,

        (14) Jandarma Bölge Komutanlığı bünyesinde Parmak ve Avuç İzi Kısım Amirlikleri teşkil edilmiştir.

       Jandarma, 1984 yılından günümüze kadar geçen süre içerisinde, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne kasteden başta PKK/KONGRA-GEL olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ve Karadeniz Bölgesi ile bütün ülke sathında terörle mücadelenin en önemli unsuru olmuştur. Bu uğurda binlerce şehit ve yaralı veren Jandarma, bundan sonra da her ne pahasına olursa olsun ülkemizin birlik ve beraberliğini korumaya devam edecektir.

        Jandarma teşkilatımız tüm personeli ile özverili bir şekilde halkın can ve mal güvenliği için gayretli çalışmalarına devam etmektedir. Karapınar İlçe Jandarma Komutanlığı personeli gayretli ve özverili çalışmaları ile emniyet ve asayiş hizmetlerini toplam 1100 Km2 lik alanda sağlamakta halkın içerisinde görünen, güler yüzlü ve çalışkan Jandarmayı temsil ederek Karapınar halkına hizmetlerini vermektedir.

         Karapınar Jandarması tarafından son yıllarda icra edilen faaliyetler takdir edici seviyededir.

         Yapılan uygulamalardan, esrar ve yasa dışı bandrolsüz sigara kaçakçılığı olaylarına müdahaleleri örnek seviyededir.

          Jandarmamıza teşekkür ederiz.

 

JANDARMANIN GÖREVLERİ

        

          Türkiye Cumhuriyeti Jandarması, sorumluluk alanında emniyet ve âsâyiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlayan, diğer kânun ve nizamların verdiği görevleri yerine getiren, silâhlı, askerî bir güvenlik ve kolluk kuvvetidir.

 

          Jandarmanın Görevleri

          2803 Sayılı “Jandarma Teşkilât Görev ve Yetkileri Kanunu” gereği, Jandarmanın görevleri, Mülkî, Adlî, Askerî ve Diğer Görevler olmak üzere dört ana başlık altında toplanmaktadır.

 

          -  Mülkî Görevler


       Suç işlenmeden önce alınan, önleyici nitelikteki kolluk tedbirlerini ve bu çerçevede icra edilen faaliyetleri kapsamaktadır. Bu görevler, suç ortamını daha oluşmadan önlemek bakımından büyük önem arz etmekte ve yapılan görevlerin çoğunluğunu oluşturmaktadır.

          -  Adlî Görevler


       Adlî görevler, suç işlendikten sonra, kanunlarda belirtilen tüm adlî faaliyetleri ihtiva etmektedir. Cumhuriyet Savcılarının talimatı doğrultusunda suçlarla ilgili delilleri; aramak, bulmak, toplamak ve yetkili makamlara göndermek, suçları ortaya çıkarmak ve suçluları yakalayıp adalete teslim etmek adlî görevler kapsamındadır.

          -  Askerî Görevler


       Askerî görevler; askerî kânun ve nizamlar ile Genelkurmay Başkanlığı tarafından verilen görevlerdir.

          -  Diğer Görevler


     Diğer görevler ise; mülkî, adlî ve askerî görevler dışında kalan, kânun ve nizamlar ile emir ve alınan kararlar doğrultusunda ifa edilmesi gereken, tesis ve şahıs koruması ile nakil emniyeti gibi görevlerdir.