Şimdi yürümek ağır bir çekimdir seninle geçmişe doğru Gül-i Zar
Özlemlerin eşliğinde diz boyu yükselen ve de nedametlerin mahsunluğunda büyüyen
Mağlubiyet ezik duyguların nihayetidir…
Gelirdi sesleri kumruların, gelirdi evimize kadar yükseklerden
Rüzgâr savururdu beni ağaçlara doğru elimden tutarak
Kaybolurdum Gül-i Zar
Evet, bir fotoğrafta karalanan kişinin istenmemesi kadar belki yakışmazdım kente
Ama bakışlarımın çukurundan
Şefkatli kocaman sular inerdi yokuşlardan
Sağım sonrası bir kuzu annesine kavuşurdu mesela
Bakışlarımdan rengârenk kuşlar çizerdim sonra suya inen
Minarelerden bir ses çağlara seslenirdi.
Gelirdi yanıma rüyalarımın bir ucundan tutan nihavent bir ses…
Şimdi yürümek ağır bir çekimdir seninle geçmişe doğru Gül-i Zar
Kapattığımda gözlerimi geçmişe doğru
Kirpiklerimin eşiğinden ismin fısıldanırdı
Ey Gül-i Zar sana ulaşmak için mevsimlerin izini sürerdim
Koşardım doludizgin atlarla ferah ovalarda
Her mevsim yüzüme bir çizgi nakşedilirdi, her çizgi sonrası yeniden seni yaşardım.
Oysa söylenecek ne varsa her gece hep temize çekilirdi Gül-i Zar
Baştan aşağı yıkanırdı kalbimin zemzem sularında sözcükler
Kelimeler bir sana teslim olurdu, bir sende çoğalırdı anlamını kaybetmeden Gül-i Zar
Bir sende uzayıp giderdi yollar yönünü hiç kaybetmeden… İBRAHİM BİRGÜL MART-2021