Uzun yıllar ailesi için çalışıp da emekliye ayrılan yaşlı adam, anılarını yazmıştı. Acaba neler yazmıştır, gelin birlikte okuyalım bu defteri:
            "Eşimle henüz yeni evlenmiştim. Yeni evli olmamız dolayısıyla eşim benimle çokça vakit geçirmek istiyordu. Ben ise her defasında ona ileride rahat edebilmemiz için çok çalışmam gerektiğini söyleyerek onun isteklerini yerine getiremiyordum. İş için gittiğim bir seyahatimde eşimden müjdeli bir haber aldım. Bir çocuğumuz olacaktı. Bu mutlu haberi duyunca daha çok çalışmam gerektiğine inanıyordum. İş gezisine çıktığım bir gün eşim beni aradı ve çocuğumuzun emeklemeye başladığını söyledi. Çok mutlu olmuştum…Konuşmaya başladığı günlerde o mutluluğu eşim yalnız yaşamıştı. Çünkü ben yine şehir dışındaydım. Bir gün iş gezisinden dönerken oğluma da bir top almıştım. Eve geldiğimde elimdeki topu gören oğlum çok sevinmiştI."Babacığım, hadi gel birlikte top oynayalım."dedi."Şimdi çok yorgunum, oynayamam."dedim."Peki babacığım, hafta sonu pikniğe gidelim, orada oynayalım."dedi."Hafta sonu olmaz, iş için şehir dışında olacağım."dedim. Şu bir gerçek ki ailemle pikniğe hiç de gidemedim. Oğlumuz okula başlamıştı. Ne yazık ki okulun ilk günü eşim çocuğumuzu yalnız götürmüştü.O sıralar ben çok yoğundum, işlerim adeta birbirini kovalıyordum. Bir gün oğlum bana,"Babacığım seninle gurur duyuyorum, ben de büyüdüğümde senin gibi çok çalışan bir baba olacağım."dedi. Oğlumdan duyduğum bu söz beni çok gururlandırmıştı. Oğlum bir gün beni aradı ve mezuniyet töreninde gösterisi olduğunu ve mutlaka onu izlemem gerektiğini söyledi. Ne yazık ki o törene de yetişememiştim. Oğlum liseden mezun olurken de tören yapılmıştı. Eşim o törene yalnız gitmişti. Oğlum üniversite sınavına girmiş ve makine mühendisliğini kazanmıştı. Bu mutlu haberi aldığımda yine şehir dışındaydım.   Koşuşturmak artık beni çok yoruyordu. Çünkü yaşlanmaya başlamıştım. Kazandığım paralar ailemin geleceği için yeterliydi. Emekli olmayı düşünmeye başlamıştım. Hem böylece aileme daha çok zaman ayırabilecektim. Nihayet emekliye ayrıldım. Birkaç ay sonra da oğlum üniversiteden mezun olmuştu…Eve geldiği gün, onu kapıda ben karşılamıştım…Birlikte oturduk…Elimi boynuna attım…"Hadi gel seninle erkek erkeğe biraz dolaşalım."dedim. Oğlum yüzüme baktı ve,"Babacığım şimdi olmaz, arkadaşlarım beni bekliyor."dedi… Oğlum çok çabuk iş bulmuştu. Fakat işi şehir dışındaydı…Birkaç gün sonra annesiyle beni baş başa bırakarak bizden ayrıldı. Günler, haftalar, aylar geçmiş ve biz oğlumuzu çok özlemiştik…Bir gün oğlumu aradım:"Oğlum annenle seni çok özledik, hafta sonu gel de biraz hasret giderelim."dedim."Babacığım ben de sizi özledim, ama işlerim çok yoğun gelemem." dedi. "Peki oğlum, bir sonraki haftaya gelirsin."dedim. "Söz veremem, bu aralar çok yoğunum."dedi.  Birkaç ay sonra oğlumu tekrar aradım."Oğlum madem sen gelemiyorsun, hafta sonu annenle birlikte senin yanına geliyoruz."dedim."Babacığım gelseniz de sizinle ilgilenemem, çükü hafta sonu da çok işim var." İşte bu konuşmadan sonra ayaklarımda derman kalmamıştı, yere çöküp oturdum. Yıllar önce oğlumun söylemiş olduğu söz aklıma gelmişti…"Babacığım seninle gurur duyuyorum, ben de büyüdüğümde senin gibi çok çalışan bir baba olacağım."demiştiya…İşte oğlum gerçekten de gurur duyduğu babası gibi olmuştu.
            Hepimiz bir koşuşturma içindeyiz. Ailemizin geçimini sağlamaya çalışmak elbette hepimizin görevidir. Fakat ne yazık ki çoğumuz ileride çocuklarımız rahat bir yaşam sürsün diye büyük bir hırsla koşuşturup dururuz.Büyük bir hırsla kazanarak çocuklarımıza bıraktığımız servet, onların başına bela olabiliyor…Bıraktığımız servetin içine sevgiyi yerleştirememişsek, o varlığın hiçbir kıymeti yoktur…
            Unutmayalım; yaşanmışlıklara sadece bakılır…Kimi ondan dersler çıkarır…Bazen ders çıkarmak da işe yaramayabilir, iş işten geçmiş olabilir… Sevdiklerinizle yaşamanız gereken ne varsa hepsini bugün yaşayın. Bu hayat bize bir kere daha fırsat vermeyecektir..
            Şu an fırsatımız var, hadi harekete geçelim…