Anneler günüydü…Pahalı arabasını bir çiçekçinin önünde durdurdu genç adam. İçeriye girdi, annesine en güzel çiçeklerden beğenmişti.  Annesi kendisinin yaşadığı şehirden iki yüz kilometre uzaktaydı. Çiçekçiye çiçeklerin parasıyla birlikte annesinin yaşadığı şehrin adresini verdi, bu çiçeklerin bu gün annesine gönderilmesini istedi. Parayı alan çiçekçi de bu çiçeklerin verilen adresteki anneye bir an önce ulaştırabileceklerini söyledi.

Genç adam mutlu bir şekilde çıktı çiçekçiden…Çıktığında kapının yan tarafında sekiz yaşlarında bir erkek çocuğunun ağladığını gördü. Çocuğa niçin ağladığını sordu, genç adam…Çocuk da genç adama anneler günü nedeniyle annesine çiçek alamadığı için ağladığını söyledi. Adam çocuğun elinden tutarak çiçekçiye tekrar girdi. Çocuğa annesi için çiçek beğenmesini söyledi. Bir taraftan göz yaşlarını silerken bir taraftan da annesine götüreceği çiçekleri kucakladı, çocuk…Çiçekçiye parayı ödeyen adam çocukla birlikte dışarı çıktı. Adam çocuğa annesinin nerede olduğunu sordu…Çocuk da annesinin birkaç sokak ötede olduğunu söyledi. Adam çocuğu arabasına bindirdi, annesinin bulunduğu yeri tarif etmesini istedi. Çocuk yolu tarif ede ede bir mezarlığın yanına geldiler. Çocuk annesinin bu mezarlıkta yattığını ve onu iki yıl önce kaybettiğini söyledi. Genç adam şaşırmıştı, yüreğinde sanki bir acı hissetmişti…Çocuğun annesinin mezarının başına geldiler, çocuk elindeki çiçekleri annesinin mezarının üzerine bıraktı, küçücük ellerini açarak ona dua etti…

Genç adam çocuğu evine bıraktı…Çocuğun arkasından öylece bakakaldı…Sonra bir süre daha düşündü….Arabasını iki yüz kilometre uzaklıktaki annesinin yaşadığı şehre sürdü…Gönderdiği çiçeklerden önce varmak istiyordu…Çok heyecanlıydı…Çünkü annesini görmek için onun fırsatı henüz  vardı…

Tüm koşuşturmalarımız hayatımızı devam ettirmek içindir…Hayatımızı daha güzel yaşamak içindir…Bazen bu koşuşturmalarımız öyle hız kazanır ki yanımızda yürüyen sevdiklerimizi bile görmezden geliriz…Bazen tüm çabalarımızın aslında onlara daha iyi bir hayat hazırlamak için olduğunu söyleriz…Günlerimiz hep sevdiklerimizi ertelemekle geçer…Bazen hayatı bize çekilmez eden son sözümüzü söyleriz sevdiklerimize…Kırıklıklar artar hayatımızda…Sonra pişmanlıklar başlar…Keşkelerimiz artar…Geriye dönüş yoktur artık…Hayatı geriye alıp da baştan yaşayamayız…Ne yazık ki yaşanmışlıkların hepsi hayat sahnesinde kalıyor….Bunları tekrar değiştirme şansı bize verilmiyor…

Fakat şimdi zamanımız varken…Fırsatımız varken….Gelin sevdiklerimize onları ne kadar sevdiğimizi söyleyelim…Zamanımız varken sevdiklerimizle olmanın keyfine varalım…..Bu hayat bize bir kere veriliyor….