Ereğli Akgöl Sazlıkları Ramsar Sözleşmesi çerçevesinde A sınıfı sulak alandır.

Kuzeyde Karacadağ, Güneyde Torosların Bolkar Dağları ile çevrilidir.

Ereğli Akgöl Sazlıkları Konya ve Karaman illeri sınırlarındadır. 1960’lı yıllarda 21 bin 500 hektarlık bir alana sahipken günümüzde dörtte üçüne yakın bir bölümünü kaybederek 6 bin 787 Hektar alana sıkışmış ve hatta sulak alan olarak 2000 km dir.

16 bin 200 Hektarlık kısmı sıtma hastalığı ile mücadele ve tarım toprağı elde etme programı çerçevesinde drenaj kanalları açılarak kurutulmuştur.

Akgöl’ü besleyen üç önemli su kaynağı vardı. İlk olarak 1958’de yapılan Karaman Ayrancı Barajı Akgöl’e gelen suyun önünü kesmiş, 1984 yılında faaliyete geçen Ereğli İvriz Barajı ikinci su kaynağının önünü kesmiş, 1988’de ise Karaman Gödet Barajı da üçüncü beslenme kaynağının önünü kesmiştir.

Beslenme kaynaklarının önünün kesilmesi Akgöl’ün tek sorunu değildir. İkinci önemli sorun; son yirmi yılda yörede tarımsal faaliyetlerde çok fazla yer altı suyu kullanılması nedeniyle yer altı suyunun alarm vermesidir. Son yıllarda sulama amaçlı açılan 10 binin üstündeki kuyu ile sulu tarıma geçme çabaları da Ereğli Akgöl Sazlıklarına vurulan son darbedir.

Ereğli Sazlıkları “Konya Kapalı Havzası”nda bulunduğundan; havzanın sorunlarını aynen taşımaktadır. Zira yer altı suyunun alarm vermesi ve yüzey sularından göl ve sulak alanların çoğunun kuruması kapalı havza için en büyük sorundur.

Fauna: Kurumadan önce 250 çeşit kuşa ev sahipliği yapan Ereğli Sazlıklarında eski kış sayımlarında 30 bine ulaşan su kuşu sayısı; son yıllarda alanın kuruması ve kışın bataklıkların tamamen donması nedeniyle neredeyse sıfıra yaklaşmıştır.

Ereğli Akgöl Sazlıkları Karapınar, Ereğli ve Ayrancı ilçeleri sınırlarında olduğu için kapalı havzanın sorunlarını aynen yaşamaktadır. Karapınar bölümü havzanın ve Türkiye’nin en az yağış alan ilçesidir. Karapınar’da son yıllarda obruklar çok artmış, arazi mısır patlar gibi patlamaktadır.

Sorun esasen 70’li yıllarda millet olarak sulak alanların önemini fazla kavrayamayışımızdan ve Hotamış Gölü’nün çiftçiye toprak kazandırmak amacıyla drenaj kanallar açılmasıyla başladı. Hotamış Gölü kurumuştu. DSİ Göksu’dan Mavi Tünel Projesiyle gelecek suyun Hotamış Göl alanında depolama çalışmaları yapmaktadır. Bu proje bölgenin su bilançosuna artı bir katkı sağlayacaktır. Sonra yukarıda açıkladığımız gibi Akgöl’ü besleyen kaynakların önüne barajların yapılmasıyla devam etti. Son olarak da Konya Kapalı Havzasındaki çiftçilerin sucul bitkilere yönelmesi ve yer altı suyunu sınırsızca çekmeleri bölgedeki sorunları oluşturmuştur.

Akgöl’e komşu Meke Gölü kurumuştur. Bugünlerde krater gölünde de su azalmaları kaygı verici düzeye gelmiştir. Havza her yıl 2 milyar m bilanço açığı vermektedir.

Ereğli Sazlıklarının sorunlarını çözmek için havzanın sorunlarını çözmekle başlamalıdır.

Bu bölgenin sorunlarının çözümü için neresinden başlamalı derseniz; devletimiz 2017 yılında çıkardığı Stratejik “Çevresel Değerlendirme Yönetmeliği” çerçevesince “Konya Kapalı Havzası ÇED Raporu” nu hazırlamalı ve tavizsiz uygulamalıdır.

Hoşça kalın