Türkiye’nin farklı kentlerinde çevre ve doğa koruma alanında çalışan 80 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla Doğaya Güç Kat Ağı kuruldu.“Güçlü sivil toplum etkin doğa koruma” sloganıyla yola çıkan Doğaya Güç Kat Projesi kapsamında İzmir’de 27-29.Kasım.2021 Tarihlerinde bir araya gelen STK’lar, Ağ Kuruluş Çalıştayı’nda hem uygulamadaki sorunları görüştüler hem de çözüm önerilerini ele aldılar. STK’lar arasında iletişim ve iş birliklerinin destekleneceği ağın temelini oluşturması hedefiyle düzenlenen toplantıya 42 ilden 80 STK katıldı.Toplantıya İç Anadolu Çevre Platformu’nu temsilen Abidin Özkaymak ve İlimizdeki çevre derneklerinden “Kulu Doğal Hayatı Koruma Derneği” başkanı Murat Uludağ katıldılar.Avrupa Birliği (AB) tarafından desteklenen ve Doğa Araştırmaları Derneği’nin ana yürütücüsü olduğu iki günlük toplantıda Ağ organları ve Ağ tüzüğü üzerine çalışma gerçekleştirildi. Toplantıda çevre/doğa koruma alanında faaliyet gösteren STK’ların birlikte çalışma ve işbirliği konusunda eksikleri olduğunu vurgulanırken, “Doğaya Güç Kat Ağı”nın bu eksikliği giderme noktasında kritik rol oynayacağı dile getirildi.Türkiye’de kuruyan ve tehlike altındaki göllerle ilgili yeni bir rapor hazırlayan göl uzmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye’de son 60 yılda, Marmara Denizi’nin yüz ölçümünden daha büyük, neredeyse üç Van Gölü büyüklüğünde 70’e yakın doğal gölün kuruduğunu açıkladı.Konya Kapalı Havzası’ na el uzatalım.Yukarıda haberlerini ve bilgisini verdiğimiz “Doğaya Güç Kat Ağı” gibi sivil toplum örgütlenmelerine ülkemizin ihtiyacı çok fazla. Bireysel olarak ne yapacağız tabii ki çevre/doğa ile ilgili örgütlenmelere destek vermeli. Daha önemlisi yaşadığımız yerden, evimizden mahallemizden, şehrimizden ve de bölgemizdeki sorunlardan gözümüzü ayırmamalı. Bölgemizdeki yerel yönetimlere mutlaka sesimizi duyurmalı ve birlikte çalışmalıyız.Havzada Sulak Alanlar ne durumdaSulak alanlarımızın çoğu ya kurudu veya kurumak üzere. Güvenç Gölü, Yarma Bataklığı,     Arap Çayırı, Hotamış Sazlığı, Meke Gölü tamamen kurumuş olup, Beyşehir Gölü ve Tuz Gölü dahil diğer yirmiye yakın sulak alan ise % 50 ile % 90 arasında küçülmüşlerdir.Sulak alanlarımızın çoğu ülkemizin kuş göç yolları üzerindedir. Meke Gölü’nün kuruması ve Ereğli Sazlıkları Akgöl’ün çok küçülmesi üzerine kuş göç yolu üzerinde Kulu Gölleri kuşları ağırlarken son yıllarda küresel ısınmanın da etkisiyle Kulu’daki göllerden de iyi haberler gelmiyor.Sektörel politikalar belirlenirken ve su planlamaları ve bilançoları yapılırken sulak alanlarımızı korumanın, geri kazanmaktan daha kolay olduğu bilincinde olunmalıdır. Acilen tarım ve sanayide suyun verimli kullanılmasının teşvik edilmesi, konutlar ve açık alanlarda yağmur sularının ayrı toplanması kanalizasyon sistemine karıştırılmadan tarımsal sulama veya uygun temizlik hizmetlerinde kullanılması gerekmektedir.Doğa Araştırmaları Derneği’nden Osman Erdem, Türkiye’de sivil toplum üzerine yapılan pek çok araştırma ve incelemede, sivil toplumun karar süreçlerine katılımı ve süreçleri etkilemedeki yetersizliği çevre ve doğa koruma alanındaki önemli problemlerden biri olarak tanımlıyor. Bu olgunun temelinde iki ana sorun yattığını belirterek iki sorunu şöyle açıklıyor; “Birincisi, sivil toplum kuruluşlarının karar süreçlerine katılımını öngören yasal düzenlemelerin ve mekanizmaların eksikliği, ikincisi ise Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının karar süreçlerini etkileyebilecek örgütlülüğe, bilgi birikimine ve deneyime sahip olmamasıdır.’’Haydi, harekete geçip doğaya güç katalım.Hoşça kalın.