Sayın çok kıymetli okuyucularım bu sayıdaki köşe yazımda biraz sevgiden, biraz çevre konusundan, biraz sağlık sorunlarımıza çözüm bulunması yolundaki güzel çalışmalardan, biraz da güzel sözlerden yazmak istedim. Beğenerek okuyacağınıza inanıyorum.
Küçük derelerden büyük nehirler oluşur. Sevgiden, yaşamaktan anladığım; Her doğan güne umutla bakabilmek, dert adına, tasa adına ne varsa geçmişte bırakmak ama ders alarak. Gönlünde ne varsa utanmadan, çekinmeden söyleyebilmek, gülmek istediğinde gülebilmek, ağlamak istediğinde ağlayabilmek, sevgiyle sarılmak sevdiğine, korkmadan atılmak, bir işte risk alabilmek; en büyük riskin aslında risk almadan yaşamak olduğunu bilmek, gündoğumunu, günbatımını izleyebilmek, her fırsatta; düşenin elinden tutup kaldırmak, görmeyenin gözü, yürüyemeyenin bacağı olabilmek, su damlasındaki mutluluğun sesini duyabilmek, bir karıncanın gayretine hayran olabilmek, buz gibi akan dereye paçaları bile sıvamadan ayaklarınızı sokabilmek, hediye almak, hediye vermek, hal hatır sormak, selam alıp vermek, misafir ağırlamak. Misafir bereket demektir. Zaten misafir olduğumuz şu dünyada kendine bakmalısın. Cemalin güzel olmalı, kelamın güzel olmalı, ahlakın güzel olmalı yani sözün kısası kâmil insan olmalısın.
Yunus Emre'nin dediği gibi " Gelin tanış olalım, işlerimizi kolay kılalım, sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz" " Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için, sevgi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim" dememiş mi?
Konfüçyüs der ki; " Bir insan uzağı düşünmezse yakın bir gelecekte mutlaka üzüntüyle karşılaşacaktır"
Yalnızca bugünü düşünerek ve günümüzü gün ederek yaşamak kötü olsa gerek
Çalışma coşkusunun yakıtı duygudur. Bir araştırma sonucunda; Bir kişinin bir işi başarmak için uğraşırken 26 kişinin de o işi başarmaya çalışan insanın hatalarını bulmak ve engel olmak için uğraştığı ortaya çıkmıştır.
Kim olursak olalım bu dünya ve çenet vatanımız için herkesin yapacağı bir iyilik vardır.
Bir insanın yılda en az 7 ağaç tükettiğini biliyor musunuz? Bir ağaç dikmek için illa zengin olmak gerekmez. Tükettiğimiz kadar ağaç dikersek o bile büyük hizmet ve iyiliktir. Bu içerisinde yaşadığımız gezegenin bitmez, tükenmez bir kaynak olduğunu sanarak nefsimize, hırsımıza gafil avlanıyoruz. Ne kadar usta bir hesapla bütün canlıların yaşamlarının birbirine bağlandığını ancak şu Kızılderili atasözü gerçekleştiğinde anlayacağız tükenir olduğunu. " Son ağaç kesildiğinde, son ırmak kuruduğunda, son toprak çatladığında, o zaman anlayacaksınız paranın yenmediğini"
GAYRET VE YARDIMLAŞMA
-Yarınlar yorgun ve bezgin kimselere değil, rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir.
-Büyük dahiler büyük ve başarılı insanlar, gayret ve çabanın memelerini emerek büyüdüler.
-Bir metre iş yapmayı, bir kilometre söz vermeye değişmem.
-İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz.
-Damlayan su mermeri, yürüyen gayret dağları deler.
-En uzun yollara bile ilk adımla başlanır.
-Uzak mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür.
-Eğer ağaca çıkmak istiyorsanız, yıldızlara tırmanmayı isteyiniz ki muvaffak olabilirsiniz.
-Sevebilen ve çalışabilen insan sağlıklıdır.
-İnsan sevmeye başlayınca yaşamaya başlar.
-İnsanlar, birbirlerine yardımdan el çektikleri gün, insanlık yok olur. Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz.
-Yerinde sayanlar, yürümeyenlerden daha fazla gürültü ederler.
-Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen, yaşadığını iddia edemez.
 -İyilik, hiçbir zaman boşa gitmeyen tek yatırımdır.
-Sevgi ve beceri yan yana geldiğinde, muhteşem bir eserin ortaya çıkmasını bekleyin. Saygılarımla