Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan ve geçtiğimiz 21.08.2015 Cuma günü Hacı Ömerli Camii Müezzini Ali Osman Gürbüz tarafından gür sesiyle hutbede etkili bir şekilde okunan  "Birlik Beraberliğimizin Harcı: Kardeşliğimizdir" hutbesini inanın dinlerken çok duygulandım ve herkes için gerekli olan bu güzel  anlam yüklü hutbeyi çok beğendim. Bu güzel ve anlam yüklü hutbeyi aynen siz kıymetli okuyucularıma aktarmak istiyorum. Bu hutbeyi dinleme fırsatı olmayanların okumasını arzu ediyorum. Okunursa sevinirim.  

Kardeşlerim, Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: Allah'a ve Rasülü'ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize bir korku düşer de heybet ve kuvvetiniz elden gider. Sabırlı olun! Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor; "Müminlerin birbirine olan bağlılığı, birbirine kenetlenerek inşa edilmiş bir binanın duvarları gibidir." demiştir.

İman Bağıyla Gönülleri Birbirine Kenetlenmiş Aziz Kardeşlerim! Alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz (s.a.s)'in bizlere takdim ettiği en önemli değerlerden biri şüphesiz kardeşliktir. Bu kardeşlik, dilleri, renkleri, ırkları, coğrafyaları farklı olmakla beraber; inançları, sevinçleri, hüzünleri, idealleri ve umutları bir olanları birbirine sımsıkı kenetleyen iman kardeşliğidir. Bu kardeşlikte birlik ve beraberliği, onur ve haysiyeti zedeleyen mezhep, meşrep, cehalet ve asabiyete asla yer yoktur. Bu kardeşlikte cana, mala, insan hayatına kastetmek kesinlikle yoktur. Bu kardeşlik, üstünlük yarışını, ötekileştirmeyi, ezmeyi, yok saymayı mubah gören bir kardeşlik değildir. Bu kardeşlik "Ben" 'i, "Biz" 'i, "Binler" 'i "Bir" yapan, adalet, merhamet, muhabbet ve paylaşma gibi yüce değerlere dayanan bir kardeşliktir. Bu kardeşlik, asırlardır, mazlumlara, masumlara, mağdurlara ümit olan bir kardeşliktir. Bu kardeşlik, Peygamberimiz (s.a.s)'in Veda Hutbesinde "Ayaklarımın altına alıyorum" dediği asabiyet, cehalet, fitne, fesat, ayrılık ve gayrılığı yok eden yok eden bir kardeşliktir.

Peygamber şehri Medine'de Evs ve Hazreç kabileleri arasındaki tarihi mücadeleyi sona erdiren ve onları kaynaştıran bu kardeşliktir. Ensar ve Muhacir arasında görülen, tarihte eşi ve benzeri bulunmayan, tüm çağlara damgasını vuran kardeşlik işte bu kardeşliktir.

Bedir'de, Malazgirt'te, İstanbul'un fethinde, Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da aynı Allah'a, aynı Peygambere, aynı kitaba inanan, aynı kıbleye yönelenleri aynı idealler uğrunda bir araya getiren işte bu kardeşliktir. Bin yılı aşkın süredir millet olarak bizi bir arada ve diri tutan, bu kardeşlik bağıdır.

Kardeşlerim! Asırlardır doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle aziz milletimizin en önemli harcı olan kardeşliğimiz son zamanlarda bir kez daha hedef alınmıştır. Bir çok mihrakın güdümünde olan gözü dönmüş terör, ülkemizin huzurlu havasını ortadan kaldırmak üzere yeniden harekete geçmiştir. Neredeyse her gün bir şehit cenazesi, memleketimizin birlik ve esenliği üzerine kara bir haber olarak düşmektedir. Bu haberler, milletçe ihtiyaç duyduğumuz kardeşliğin husumet ve nefretle yer değiştirmesinde ne yazık ki bir hayli etkili olmaktadır. Kıymetli Kardeşlerim! Biz geçmişten günümüze din için, vatan için, bayrak için, ezan için, hasılı kutsal değerlerimiz için yüzlerce, binlerce şehit verdik. Ancak her seferinde Rabbimizin, "Biz Allah'ın Kullarıyız ve O' na Döneceğiz." hükmüne gönülden teslim olduk. "Eğer İnanıyorsanız Üstün Gelecek Olan Sizlersiniz" ayetinin mesajıyla yolumuza ümitle ve kararlılıkla devam ettik. Bir binanın yapı taşları gibi sevinçte, kederde, varlıkta, yoklukta, her zorlu süreçte kardeşler olarak birbirimize sımsıkı kenetlendik. Kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi, gücümüzü fitne ve husumetle yok etmek isteyenlere karşı asla fırsat vermedik. Yüreklerimizi dağlayan elim hadiselerin yaşandığı şu zorlu günlerde hepimize düşen, bir kez daha birbirimize sımsıkı kenetlenmektir; dinimiz, güzel ülkemiz, milletimiz ve kardeşliğimiz üzerinde oynanan oyunlara izin vermemektir. Kardeşlerim! Geliniz, ülkemizin etrafının ateş çemberine döndürüldüğü şu günlerde birliğimizin, dirliğimizin kıymetini bilelim. Her türlü saldırı, oyun, tuzak ve plan karşısında birbirimize ensâr ve muhacir olalım. Kur'an-ı Kerim ve Efendimiz (s.a.s) 'in bizden istediği kardeşler olmakla mükellef olduğumuzu asla unutmayalım!

Geliniz, cahiliye asabiyetinin ürünü olan ve kardeşi kardeşe kırdırmak için körüklenen fitne ateşini basiret, hikmet, bilgi ve irfanla söndürelim! Muhabbetin her türlü düşmanlığa galip geleceğini bilelim. Her daim olduğu gibi bugün de Hakkın, hukukun, adaletin, ahlak ve faziletin tarafında yer alalım. Kardeşlerim! Masum canların katledilmesine sebep olanlar, kardeşlik ve huzurumuza saldıranlar bunun hesabını elbette bir gün Allah'a vereceklerdir. Ancak aziz milletimiz, bu zihni ve kalbi parçalanmayı asla hak etmemektedir. Zira huzura ve ümit vadeden yarınlara sadece ülkemizin ve milletimizin değil, umutlarını bu ülkeye ve bu millete bağlayan tüm mağdur, masum ve mazlumların, hasılı tüm müminlerin ihtiyacı var. Şunu bilelim ki; bu ülkeye düşecek ateş, sadece bu topraklarda yaşayanların değil, dünyanın yedi iklim dört köşesinde yaşayan tüm mazlumların da bağrını yakacak, yarınlarını yok edecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle hutbeme son verirken, vatan, bayrak, millet ve mukaddes değerler için hayatının baharında toprağa düşen kahraman şehitlerimize Yüce Rabbimizden rahmet, gazilerimize acil şifalar, ailelerine de sabr-ı cemil diliyorum. Unutmayalım ki; onlar, sadece anne ve babalarının, ailelerinin değil, aziz milletimizin şehit ve gazileridir.